ABD’de açıklanan verilerin resesyon endişelerinin azaldığına ve fiyat baskılarının hafiflediğine işaret etmesiyle ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimi yapacağına yönelik beklentilerin gücünü koruması emtia piyasasını olumlu etkileyen ana unsur oldu.
Dünya genelinde açıklanan verilerden alınan sinyaller gelecek dönem için pozitif beklentilerin güçlenmesine neden oluyor. ABD’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), temmuzda aylık bazda yüzde 0,2 ile beklentilere paralel, yıllık bazda ise yüzde 2,9 ile tahminlerin altında arttı. Art arda dördüncü ayda yavaşlamaya devam eden yıllık enflasyon, Mart 2021’den bu yana en düşük seviyesini kaydetti.
Analistler, ülkede enflasyonun Fed’in yüzde 2 hedefine ulaşma yolunda ilerlediğini gösterdiğini aktararak, bunun da bankanın istihdamı maksimuma çıkarma olan diğer hedefine daha fazla odaklanmasına olanak tanıyacağını belirtti.
Ülkede, perakende satışlar, temmuzda aylık yüzde 1 ile beklentilerin üzerinde artış kaydederken, perakende satışlarda bu dönemde yaşanan artış, Ocak 2023’ten bu yana kaydedilen en yüksek aylık yükseliş oldu.
Söz konusu gelişmelerin ardından Fed’in eylülde 50 baz faiz indirime gideceğine ilişkin beklentiler güç kaybetse de bankanın yıl sonuna kadar 100 baz puan faiz indireceğine yönelik fiyatlamalar güçlü kalmayı sürdürdü.
ABD’DE ÜFE BEKLENTİLERİN ALTINDA
Öte yanda ABD’de Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) temmuzda aylık bazda yüzde 0,1 ve yıllık bazda yüzde 2,2 artışla beklentilerin altında gerçekleşti.
Analistler, söz konusu verilerin fiyat baskılarının hafiflediğine işaret ettiğini ve bu durumun odak noktasını yavaşlayan işgücü piyasasına kaydırdığını söyledi.
Çin tarafında açıklanan verilere göre, sanayi üretimi yıllık yüzde 5,1 artışla öngörülerin altında kalırken, işsizlik oranı yüzde 5,2 ile beklentilerin üzerinde kaldı.
Buna karşın perakende satışlar yüzde 2,7 artışla tahminleri geride bırakırken, bu durum durgunluk endişesinin öne çıktığı ülke ekonomisinde ekonomik aktivitenin yeniden canlanıyor olabileceği beklentilerini destekledi.
Çin’de zayıf güven tüketim ve yatırımlar üzerinde baskı oluştururken, ekonomik aktivite ivme kazanamadı ve hükümetin yıllık büyüme hedefinin tutturulamaması riski arttı.
Emtia piyasasında böylece geçen hafta ABD’de açıklanan verilerin resesyon endişelerinin azaldığına ve fiyat baskılarının hafiflediğine işaret etmesiyle değerli ve baz metaller sert yükselirken, Çin ekonomisine dair endişeler ve üretimin artacağına yönelik öngörülerle diğer gruplarda düşüşler görüldü.
ALTIN REKOR KIRDI
Geçen hafta ons bazında altın 3.2, gümüş yüzde 5.7, platin yüzde 3.3, paladyum yüzde 4.8 değer kazandı.
Altının ons fiyatı 2 bin 509,8 dolarla rekor seviyeyi gördü.
Fed’in faiz indirimlerine yaklaştığına dair beklentilerin güçlenmesi, merkez bankaları ve Çinli tüketicilerden gelen artan satın alımlar ile Orta Doğu ve Ukrayna’daki çatışmalar altının ons fiyatını destekledi.
Analistler, değerli metallerde özellikle altında güvenli liman özelliğinin öne çıktığını, altın fiyatlarının gücünü korumasında jeopolitik risklerin payının büyük olduğunu söyledi.
Özellikle ABD ekonomisinin gücünü koruduğuna dair makroekonomik veriler gümüş fiyatlarının yükselmesini sağladı.
Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) eski Yönetim Kurulu Üyesi Makoto Sakurai‘nin BoJ’un tekrar faizleri artırmayacağına yönelik açıklamaları da değerli metalleri olumlu etkiledi.
Gerileyen tahvil faizleri de değerli metaller için destekleyici oldu.
Bir önceki hafta jeopolitik riskler ve resesyon endişelerinin artmasıyla 90 seviyelerini gören altın/gümüş rasyosunun ekonomik aktiviteye yönelik endişelerin azalması ve ekonomilerin toparlanma yoluna girmesiyle geçen hafta 86 seviyelerine gerilediğini belirten analistler, küresel ekonomik toparlanmanın daha fazla hızlanması durumunda altın/gümüş rasyosunun 75 seviyelerine gerileyebileceğini kaydetti.
BAKIRDA YÜKSELİŞ YÜZDE 4’Ü AŞTI
Öte yandan baz metallere bakıldığında ise tezgah üstü piyasada geçen hafta fiyatlar libre bazında bakırda yüzde 4,1, nikelde yüzde 1,9, kurşunda yüzde 0,3, çinkoda yüzde 1,2 ve alüminyumda yüzde 2,9 arttı.
ABD işgücü piyasasının gücünü koruduğuna dair belirtiler baz metallerdeki talep endişelerini hafifletti.
Şili’nin kuzeyindeki Atacama Çölü’nde BHP Grubu tarafından işletilen Escondida bakır madenindeki ücret görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması sonrasında maden işçilerinin grev başlatması bakır arz endişelerini artırdı.
Analistler, Kanada merkezli metal madenciliği şirketi Lundin Mining Corp., Şili’deki Caserones madenindeki operasyonları azaltma kararı aldığını açıklamasının da bakırda arz endişelerini tetiklediğini söyledi.
Bakır fiyatları ayrıca Çin’in en büyük bakır üreticilerinden Shandong tesisini kapattığına dair haberlerden de destek buldu.
Zambiya ve Kongo arasındaki sıkıntılar nedeniyle Afrika’nın bakır ihracatında kaynaklanabilecek aksamaların da bakıra ilişkin arz endişelerini artırabileceği tahmin ediliyor.
Analistler, ABD, Kanada, Avustralya ve Avrupa ülkelerinin, Çin’in bakır üzerindeki hakimiyetini sübvansiyonlar ve yatırımlar yoluyla kırmayı hedeflediğini, böyle bir durumun bakır maliyetlerini artırabileceğini kaydetti.
Çin Merkez Bankası’nın (PBoC) yeni kademeli bir finansal politikayı planlayacağını bildirmesi de baz metaller için olumlu etkiye sahip oldu.
PBoC Başkanı Pan Gongsheng, yaptığı açıklamada, yeni kademeli bir politikayı planlayacaklarını bildirirken, mali, finansal ve endüstri birimleri tarafından yapılan politikaların Çin’in yüksek kalitede gelişmesini desteklemeye yönelik olacağını söyledi.
Enerji grubuna bakıldığında Brent petrolün varil fiyatı yüzde 0,4 azalırken, New York Ticaret Borsası’nda işlem gören doğal gazın İngiliz termal birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı yüzde 0,7 azaldı.
Petrol fiyatlarındaki düşüşte, özellikle Çin ekonomisine ilişkin endişeler etkili oldu.
EYLÜL 2020’DEN BU YANA EN DÜŞÜK SEVİYEDE
Chicago Ticaret Borsası’nda kile başına fiyatlar buğdayda yüzde 1,6 artarken, mısırda yüzde 0,7, soya fasulyesi yüzde 4,7, pirinçte yüzde 1,8 azalış kaydetti.
Soya fasulyesinin kile başına fiyatı 9,5 dolarla Eylül 2020’den bu yana en düşük seviyeyi gördü.
Intercontinental Exchange’de libre bazında fiyatlar, pamukta yüzde 1,6, şekerde yüzde 2,1 gerilerken, kahvede yüzde 2,4 yükseldi. Kakaonun ton başına fiyatı ise haftayı yüzde 3,9 düşüşle tamamladı.
Pamuk’un libresi 0,66 dolarla Ekim 2020’den bu yana en düşük seviyeyi test etti.
Fransa’da üretimin azalması ve Rusya-Ukrayna kaynaklı riskler buğday fiyatlarının yükselmesine neden oldu.
ABD’de mısır ve soya fasulyesi üretim tahminlerinin yükselmesi fiyatların düşmesine yol açtı. ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) son tahminleri, 2024-25 döneminde ABD’de kullanılabilecek soya fasulyesi stok oranının 5 yıllık zirve olan yüzde 12,8 olacağını ve bir önceki yılın yüzde 8,4’lük oranının oldukça üzerinde olduğunu gösteriyor.
Brezilya Tarımsal Kalkınma ve Aile Tarımı Bakanlığı’na bağlı olan Ulusal Tedarik Şirketi de (Conab) 2023/2024 sezonunda ülkede soya fasulyesi üretiminin artacağı öngörüsünde bulundu.
Analistler, mısır ve pirinç fiyatlarında arz fazlası nedeniyle birkaç ay boyunca satış baskısı olabileceğini kaydetti.
ABD’de üretimin artmasıyla Çin’den gelen talebin azalmasının bir araya gelmesi mısır, pirinç ve soya fasulyesi fiyatlarının düşmesinde önemli bir unsur oldu.
Conab, ayrıca 2023/2024 sezonunda şeker üretiminin de artacağı öngörüsünde bulundu.
Brezilya’da don olaylarına ilişkin endişelerle kahve fiyatları yükseldi.
KAKAO FİYATLARI
Kakao fiyatları, Batı Afrika kakao üretiminin son zamanlardaki ortalamanın altında yağışa karşın toparlanacağına dair iyimserlikle sert bir şekilde düştü.
Kamerun’da kakao üretiminin artması da fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu.